Anayasanın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, idarenin eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu düzenlenmiştir.
Bu kapsamda, idari işlem ve eylemlerden dolayı, idari yargıda iki tür dava açmak mümkündür;
Bunlardan ilki iptal davasıdır, idari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle menfaatleri ihlal edilenler iptal davası açarak, bir idari işlemin ortadan kaldırılmasını talep edebilirler.
İkinci tür dava ise, tam yargı davasıdır, bu dava ile idari eylem ve işlemler sonucunda, kişilerin uğradığını ileri sürdüğü maddi ve/veya manevi zararlarının parasal olarak tazmini istenebilir.
Bu davaların yargılaması idari mahkemeler tarafından yapılır.
Hukuk düzeninde, taraflardan herhangi birinin talebi olmaksızın hâkimin kendiliğinden harekete geçip dava açabilmesi ve karar verebilmesi söz konusu olamaz. Mahkemeler açılan dava ile harekete geçer. Hâkim, kanundaki usul ve sürelere uygun olarak iddia ve savunmaları aldıktan sonra bir karar verebilir.
İdare mahkemeleri dava ve savunma dilekçelerinde belirtilen taleplerle sınırlı olarak, re’sen (kendiliğinden) dava hakkındaki tüm hususları araştırır ve önüne gelen davaları karara bağlar. Islah ise bu duruma istisna olarak, idari yargı alanında davacı tarafın talebi hakkında değişiklik yapmasına belli şartlar altında izin vermektedir.
Islah kelime anlamıyla, düzeltme ya da iyileştirme anlamına gelmektedir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda 2013 yılında yapılan değişikle, idari yargıda davacı, yapmış olduğu usul işlemlerinden olan dava dilekçesinde belirttiği tazminat miktarını, ıslah yoluyla değiştirme hakkına sahiptir.
İdari yargıda açılan, bir idari işlemin hukuka aykırı olması nedeniyle ortadan kaldırılmasının istendiği iptal davalarında, davayı ıslah etmek mümkün değildir.
İdari yargıda ıslah hakkı, yalnızca tam yargı davaları için düzenlenmiştir. Kişisel haklarının ihlal edildiğini, bu nedenle zararının tazminini parasal olarak isteyen kişiler bakımından, istenen tazminat miktarıyla sınırlı olmak üzere ıslah, yani tazminat miktarının düzeltilmesi (tazminat miktarının artırılması) mümkündür.
Tazminat miktarının düzeltilmesi bir defaya mahsus olarak yalnızca davacı tarafından istenebilir.
İdari Yargılama Usulü Kanununun 16/4. maddesinde yapılan ıslah düzenlemesinden önce, tam yargı davalarında fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması ya da dava konusunun dava açıldıktan sonra artırılmasına olanak sağlayan bir düzenleme yoktu. Bu nedenle, davacı taraf, dava açarken dava miktarını yüksek göstermek zorunda kalıyordu. Dolayısıyla, istenen miktara bağlı olarak, daha fazla dava harcı ve davalı tarafın vekâlet ücreti ödeniyordu. Bu durum, dava açmak isteyen kişilerin hak arama özgürlüğünün kısıtlanması demekti.
Açıklanan nedenle yapılan değişiklik sonucunda, İdari Yargılama Usulü Kanununun 16/4 maddesi uyarınca, gerçek zararın sonradan belirlenmesi durumunda, gerçek zararı önceden bilemeyen kişilerin davalı idare karşısında yargısal korunması ıslah yoluyla sağlanmaktadır.
İdari yargıda ıslah, nihai karar verilinceye kadar yapılabilir. Nihai karar, ilk derece mahkemesi olan idare mahkemesinin, dava hakkında uyuşmazlığı çözümleyen kararıdır. Bu kararla idare mahkemesi davadan elini çeker. İşte bu son aşamaya kadar ıslah yapmak mümkündür. İdare mahkemesinin kararına itiraz edilerek, bir üst mahkemenin incelemesi aşamasında, yani, istinaf ya da temyiz aşamalarında, tazminat miktarının düzeltilmesine ilişkin ıslah istenemez.
İdari yargılama yazılı usule tabidir. Bu nedenle, yazılı olarak idare mahkemesine, tam yargı davasında tazminat miktarının düzeltildiğine dair talep bildirilmelidir. Bu talebin mahkemeye bildirilmesi ile ıslah gerçekleştirilmiş olur. Bu husustan, davalı idare haberdar edilir. Ancak ıslah, davalı taraf olan idarenin kabulüne bağlı değildir.
Islahın yapılmış olması için ayrıca düzeltilen tazminat miktarı için, dava harcının ödenmesi şarttır. Bu harç ödenmezse dava ıslah edilmemiş sayılır.
Sonuç olarak, idarenin yaptığı eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklarına zarar verilmesi nedeniyle tam yargı davası açmak isteyenler, dava dilekçesinde tazminat miktarını sonradan düzeltmek üzere belirleyebilir. İdare mahkemesi tarafından karar verilinceye kadar, bir defaya mahsus olmak üzere, tazminat miktarını artırmak imkanı vardır.
Faydalı olması dileğiyle…
Av.Aslıhan Gürbüz Sevim
Kasım 2020
Yararlanılan kaynaklar
Dr.Seyfettin Kara, İdari Yargılama Usulünde Islah , Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi, Sayı:10, 2017
©Bu sitedeki yazılar, yazar adı ve site kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
Comments