top of page
Yazarın fotoğrafıAslıhan Gürbüz Sevim

Katılma Alacağı

Güncelleme tarihi: 9 Tem 2021

Eşlerin, evli oldukları süre boyunca edindikleri mallarının yönetimi ve paylaşımına dair mal rejimi hakkında herhangi bir tercihte bulunmadıkları takdirde Türk Medeni Kanunundan ötürü, kendiliğinden tabi olacakları yasal mal rejimi edinilmiş mallara katılma rejimidir. Bu rejimde, malların tasfiyesinde açılacak “değer artış payı” alacağı davasından başka, açılacak ikinci tür dava “katılma alacağı “davasıdır. Bu davanın amacı, genellikle eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri malları yarı yarıya paylaşma olarak düşünülse de, tam olarak böyle değildir.


Söz konusu yasal rejimde, eşlerin evlilik süresince edindikleri malların, ortak dayanışma ve emeğin ürünü olması ve eşlerin bu kazanımlarda eşit hak sahibi olmaları düzenlenmiştir. Kadınlar, ev hanımı olarak emek sarfederek ya da eşlerinin iş veya işyerlerinde yardım ederek bu malların edinilmesine katkıda bulunmuş olurlar.


Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinin amacı, eşlerin katılma alacaklarının tespitidir. Katılma alacağının belirlenmesi için öncelikle artık değerin hesaplanması gerekir.


Artık değer ne demektir? Eşlerin malvarlıklarının yasada gösterilen hükümler çerçevesinde, kişisel mal ve edinilmiş mal olarak gruplara ayrılması, edinilmiş mallara eklenmesi gereken değerlerin eklenmesi, kişisel mallar ile edinilmiş mallar arasında denkleştirme yapılması ve edinilmiş mallara ilişkin borçların çıkarılması gerekmektedir. Bu şekilde edinilmiş malların aktiflerinden pasiflerinin çıkarılması sonucu geriye kalan tutar artık değer olacaktır.


Eşler arasında başka bir anlaşma yoksa, eşler artık değerin yarısı oranında katılma alacağına sahip olur. Ayrıca, evliliğin sona ermesinin nedeni, zina, hayata kast ise, hakim, boşanmada kusurlu olan eşin, pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar vermek hakkına sahiptir.


Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde, diğer eşin rızası olmaksızın, olağan bağışlar dışında yaptığı, karşılıksız kazandırmalar, edinilmiş mallara değer olarak eklenecektir.(m.229/f.2-b.1) Diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler de edinilmiş mallara eklenir.(m.229/f.2-b.2) Bu devirler ya da kazandırmalar malvarlığının hesaplanmasında sadece değer olarak eklenir, devir ve kazandırmalar iptal edilmez.


Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 2014/19306 Es., 2016/605 Kr. sayılı kararında; ‘’Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacağı hakkı vardır. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (229. md) ve denkleştirmeden (230. md) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (219. md) toplam değerinden, bu mallara dair borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (231. md) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (236/1. md). Katılma alacağı Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur. Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri esas alınır (227/1, 235/1. md). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (222. md). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.’’ şeklinde katılma alacağını açıklamıştır.


Yukarıda belirtilen karardan da anlaşılacağı üzere, bu dava için eşlerin katkısı, geliri ya da diğer maddi katkılar önemli değildir. Bu dava, yasanın eşlere verdiği bir haktır. Aynî bir hak sağlamaz, şahsî ve parasal bir alacak olarak istenebilir.

Dava, boşanma hükmü kesinleştikten sonra, mal tasfiyesi amacıyla aile mahkemesinde açılır. Boşanma davası görülürken, açılmasına da engel yoktur. Ancak mahkeme tasfiye için boşanma kararını bekleyecektir. Bu davalarda zamanaşımı 10 yıldır.


Faydalı olması umuduyla…



Av.Aslıhan Gürbüz Sevim

Aralık 2020


Yararlanılan Kaynaklar

Ömer Uğur Gençcan, Mal Rejimleri Hukuku, Yetkin Yayınları, Kasım 2020


©Bu sitede yayınlanan yazılar, site ve yazar adı kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

283 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comentários


Yazı: Blog2_Post
bottom of page